16 Haziran 2015

Meditasyon Duruşları

Mısırlı Duruşu

Bu duruş arkası dik bir sandalyede oturmak şeklindedir. Kalçalarınızı öne arkaya sağa sola hareket ettirerek ağırlığın toplandığı denge noktanızı bularak sandalyeye sıkıca bastırarak oturun. Sol elin arkası sağ elin ayasında (solaklarda bunun tersi) olarak kavuşturup başparmaklar birleştirilerek kucağa ya da sol elin ayası sol, sağ elin ayası sağ üst bacağa yerleştirilir. Ellerin anlatıldığı şekilde buluşturulmasına Budist pozisyon denir. 

Hayata Kısa Bir Mola; Meditasyon.

Meditasyon

FilozofHiç hayatı ıskaladığınızı düşündüğünüz oluyor mu? Yaşadığınız "an"ların ne kadarını gerçekten farkındalıkla ve hissederek yaşıyorsunuz? Geriye dönüp geçen yıllara baktığınızda her şey bir hayal gibi gözükmüyor mu? Oysa ki yetiştirmeniz gereken işler, yetişmeniz gereken randevular vardı. Hayat, sizin telaşlı koşuşturmanıza aldırmadan akıp gitmişti. O halde neden ara sıra durup soluklanmayı denemiyoruz. Bizi yoran, üzen, panikleten her şeyi bir an için gerimizde bırakıp, sessiz bir köşede hayatı, bedenimizi, benliğimizi dinlemeyi ve geri kalan her şeyi bir an için susturmayı neden denemiyoruz? Buda'nın dediği gibi yorulmadan savaşmayı neden seçmiyoruz? 

6 Haziran 2015

Seçim Vaadimi Açıklıyorum: Her Eve Altın Klozet !

Thomas More, Ütopya


thomas moreSeçimlere günler kala siyasilerin söz düelloları da hızlandı. Siyaset sahnesinin son gündemini Cumhurbaşkanlığı Köşkünün klozetleri meşgul etmekte. Bir taraf ısrarla klozetlerin altın olduğunu iddia ederken, karşı taraf ise bunu yalanlamakta. Halk olarak bizler de bir yandan klozet polemiğini gülümseyerek seyrederken, diğer yandan da siyasetin içine düştüğü seviyesizlik karşısında şaşkın haldeyiz. Ancak sanmayın ki bu tür tartışmalar sadece bizim ülkemizde gerçekleşiyor. Tarihe dönüp baktığımızda işi daha da ileriye götürüp; halkın kullanacağı tuvaletlerin bizzat altın olmasını öneren yöneticilere, düşünürlere rastlamak da mümkün. Fakat bir farkla; bugün bizdeki tartışmalar, siyasilerin lükse düşkünlüğünden duyulan rahatsızlığı dile getirmek gayesi ile altın klozet noktasından yola çıkarken, tarihteki düşünürlerin amacı farklıdır. Onlar insanoğlunun defi hacet ihtiyacını altın helalarda gidererek, değerli addettikleri altını değersizleştirmeyi amaçlamaktadırlar. 

25 Mayıs 2015

Kadınların Erkeklerden Daha Az Dişi Olduklarını Düşünen Filozof

Bir Filozofun Kadınlara Dair Düşünceleri

FelsefeYazının başlığı benim gibi size de gülünç gelmedi mi? Bir anlam kargaşası olduğunu düşündünüz ya da bir hata. Ancak hiçbir hata yok. Batı felsefesinin kurucularından sayılan, büyük filozoflardan biri iddia etmiş bunu. Ciddi ciddi, kadınların erkeklerden daha az dişi olduklarını söylemiş. Tabi ki O'nun ardılları, yüzyıllarca bu söylem ile dalga geçmekten geri kalmamışlar. 

Peki bu ifadeyi dile getiren filozofun aynı zamanda mantığın kurucusu olan Aristoteles olduğunu söylesem. Kadınlar işin içine girince mantık devre dışı kalıyor, diye düşünebilirsiniz. Sanırım; suçu sadece kadınlara atfetmek doğru olmaz. Tarihi koşullar ve Aristoteles'in kendi karakteri de kadınlara dair öne sürdüğü fikirlerde etkili olmuştur, mutlaka. Fakat, felsefe tarihine meraklı kadınların, Aristo'nun; hemcinslerine dair öne sürdüğü fikirleri duyduktan sonra O'nun isminin üzerini bir kalemle çizeceklerinden hiç kuşkum yok .

17 Mayıs 2015

Thomas More'un Kellesinin Başına Gelenler...

THOMAS MORE ve HAYATI

Felsefe"Kellesi uçmakla insanın başına felaket gelmez." diyen Thomas More, bunu felaket olarak nitelendirmese de zavallı kellesinin başına gelmedik kalmamıştır. 

Babanız haksız yere yargılansa, vatan haini ilan edilse ve sonrasında kellesi şehrin merkezindeki bir köprüde herkese teşhir edilse, ne yapardınız ? Düşünmesi bile ürpertici, öyle değil mi ? Thomas More'un kızı Margaret bakın ne yapmış ?

Rönesansın büyük düşünürü, "ütopya"nın isim babası, sosyalist toplum yapısının ilk kurgulayıcısı More çoğu tarih kitaplarında dile getirildiği gibi aynı zamanda Rönesans'ın da Sokrates'idir. Tıpkı O'nun gibi, düşüncelerinden ödün vermektense, ölmeyi göze almıştır. Thomas More'un komünal toplum yapısına dair düşüncelerini dile getirdiği ve ismi ile özdeşleştirilen eseri "Ütopya"nın siyaset ve toplum felsefesindeki yeri tartışılmazdır. Ancak More'un yaşam hikayesi, bu yaşamın sonlandırılış biçimi ve hatta ölümü sonrası yaşananlar da en az fikirleri kadar ilgi çekicidir. 

14 Mayıs 2015

Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Çağdaşlarından Mektuplar “Biz Mektup Yazardık” Sergisi’nde!

İş Sanat Kibele Galerisi’ndeki “Biz Mektup Yazardık” Sergisi geçmişi günümüze taşıyor.

Bursa’nın ufak tefek yolları
Ağrıdan sızıdan tutmaz elleri
Tepeden tırnağa şiir gülleri
Yiğidim aslanım burda  yatıyor

10 Mayıs 2015

"Düşünen Adam" Heykelinin İlginç Hikayesi...

DÜŞÜNEN ADAM, Auguste Rodin

FelsefeFransız Heykeltıraş Auguste Rodin'in, 1900'lü yıllarda yaptığı ve şu an Rodin Müzesinde bulunan Düşünen Adam heykeli, tüm dünyada felsefi düşünmenin simgesi haline gelmiştir. Zamanla pek çok kopyaları yapılan eser; Belçika, Almanya, Norveç, Japonya, Fransa, Danimarka gibi farklı ülkelerde müzeleri ve üniversitelerin bahçelerini süslemektedir. Fakat hiç bir ülkede, Düşünen Adam heykelini bir akıl hastanesinin bahçesine yerleştirmek, kimsenin aklına gelmemiştir. Ta ki, 1950'li yıllarda Türkiye'de, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin bahçesindeki yerini alıncaya dek. Heykelin yapım hikayesi de en az bulunduğu konum kadar ilgi çekicidir.

5 Mayıs 2015

Türkiye Kendi Rönesansını Ne Zaman Gerçekleştirecek?

Rönesans Felsefesi

FelsefeTürkiye'nin yönetim biçimi, hukuk düzeni, parlamenter sistemi v.b. üzerine tartışmalar; Cumhuriyetin kurulduğu günden bu güne dek bir türlü sonlanmamıştır. Özellikle son dönemlerde başkanlık sistemi mi diktatörlük mü, yargı bağımsız mı yoksa katledilmekte mi, kuvvetler ayrılığı tehlikede mi gibi sorular daha sık sorulmakta, birbirine tezat fikirler dile getirilmekte, karmaşa daha da artmaktadır. Bu soruların her birine tek tek yanıt vermeden önce, sorulması gereken ana soru ise şudur; Osmanlı İmparatorluğu gibi uzun bir geçmişe dayanan medeniyetten, tarihsel koşulların değişmesi sonucu bir ulus devlete evrilerek kurulan ve bu haliyle doksan yıllık mazisi bulunan Türkiye Cumhuriyeti'nde; bu sorular neden hala sorulmaktadır? Ülkenin devlet yapısı ve toplumsal, kültürel, sosyal kurumları bu sorulara tatminkar yanıtlar verebilecek ya da soruları def edebilecek olgunluğa neden hala erişememiştir ?

25 Nisan 2015

Soma’daki “Toplumsal Dönüşüm Projesi” Onlarla Hayat Buldu!

Soma İçin Bir Olduk:  Anka Küllerinden Yeniden Doğan bir Kuştur...

Allianz Türkiye, sivil toplum örgütleriyle el ele vererek, bölgede etkilenen vatandaşlara ulaşabilmek, onların yaralarını sarmak ve yeni başlangıçlarını desteklemek için Soma’daydı. Soma’da 2014’te gerçekleşen ve ulusumuzu derinden sarsan maden faciasının ardından, Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği (APHB) ve Bilim Kahramanları Derneği (BKD) ile işbirliği yapılarak “Allianz SomaDA”yı (Soma Dayanışma Ağı) geliştirdi.

23 Nisan 2015

Yoga; Beden ve Nefesin Eşsiz Uyumu...

YOGA FELSEFESİ

FelsefeKalbinizin atışları sizin kontrolünüzde değildir. Belki ruhsal durumunuz, kalbin atış hızını yavaşlatıp hızlandırabilir, ama hiç bir zaman kalbinize; "şimdi dur, hadi şimdi de çalışmaya devam et" diyemezsiniz. Kalbin her vuruşu, yaşama tutunma sebebinizdir. Tıpkı nefes alıp vermenin, yaşamak için gerekli olması gibi. Ancak ilginçtir ki, nefes alıp vermek, her ne kadar sizden bağımsızmış gibi görünse de istediğinizde soluğunuzu tutabilir ve yine istediğinizde soluk almaya devam edebilirsiniz. Kalp atışları sizden bağımsız, nefes alışı ise bağımsızlığına müdahale edebileceğiniz bir eylemdir. İşte Yoga'nın özü; nefes üzerine hakimiyet kurmakla başlar. Ancak bu görünen yüzüdür, bir de mistik ve felsefi boyutu vardır. 

17 Nisan 2015

Sağlığınız İçin Bir Filozofa Danışın !

Francis Bacon'dan Sağlık Öğütleri

FelsefeSakın şaşırmayın, okuduğunuz başlıkta bir hata yok. Son zamanlarda, sağlımız konusunda, tıp dünyası birbirine tezat öyle ikilemler sunuyor ki bizlere; kolesterol yararlı mı, değil mi? kırmızı et yemeli miyiz, yememeli mi? beyaz mı, esmer ekmek mi? yumurta aklandı mı, aklanmadı mı? derken; aklımızın karışmaması mümkün değil. Ancak paniğe kapılmamıza hiç gerek yok, neyse ki filozoflar var. Ben de 16.yy’a geri gidip, Francis Bacon’ı buldum. Sağlığımızı korumak üzerine neler yapmamız gerektiğini O'ndan dinledim. Üzerinden beş asır geçmesine karşılık, söylediklerinin hala geçerli olması  çok şaşırtıcı. Elimde olsa; doktor reçetelerinin altına küçük bir dipnot eklerdim; “Bacon’ın sağlık öğütlerine uyulacak”.

14 Nisan 2015

Sütunlar Arasında Felsefe; Stoa Felsefesi

Stoa Felsefesi

FelsefeHellenistlik-Roma çağında Kıbrıslı Zenon(M.Ö.336-M.Ö.264) tarafından M.Ö.300 yılında kurulmuş olan Stoacı Okul, temsilcileri arasında; bir köle olan Epiktetus ile Roma İmparatoru Marcus Aurelius'un da bulunduğu, farklı kesimlere hitap eden bir felsefe öğretisidir. Antik Yunan mimarisinde agora çevresinde üstü kapalı sütunlu galeriler "Stoa" olarak adlandırılır. Bu felsefe ekolü de derslerini sütunlu galeriler arasında verdiğinden Stoa Felsefesi olarak adlandırılmıştır. 

Stoacılık; zorluklara sızlanmadan katlanmayı ifade eden, ilk kez felsefeyi; ahlak, mantık ve fizik olarak bölümlere ayırmış, ancak ağırlıklı olarak ahlak ve yaşam sanatı üzerine odaklanmış bir felsefedir.

10 Nisan 2015

Epikuros ile Hayattan Haz Almanın Sırrı...

Epikürosçu Okul

EpicurosNeden korkuyorsunuz? Tanrıdan mı, kaderden mi, ölümden mi? Evren atomların dansı ile varlığa gelirken, Tanrı bir köşede seyir eyler sadece, ne dünya ile ne insan ile işi olmaz, diyor Epikuros, o halde Tanrıdan korkmak niye? Atomlar raks eylerken hiç mi hata yapmaz, yapar elbet; evren rastlantılar ile vücuda gelirken, insanın; kör kaderin oyuncağı olacağına inanmak niye? Ölüme gelince; gülümsüyor Epikuros; var olduğunuz sürece ölüm yok, ölüm geldiğinde de siz yoksunuz, o halde ölümden korkmak niye? Korkuları böylelikle alt ettiğimize göre, haz dolu bir yaşamın sırrını vermeye hazırım sizlere...

4 Nisan 2015

Budist Tapınaklarının Gizemli Dünyası...

Budizm'de Manastır Hayatı

BudizmMelodiyi güzelleştiren, notaların arasındaki "es"lerdir. Hayat da nağmeler gibidir; arada bir durmak, soluklanmak gerekir ki yaşam güzelleşsin, anlam kazansın. Oysa çoğu zaman sürekli bir yerlere yetişme telaşıyla öylesine hızlı yaşarız ki; zamanı kaçırır, kendi farkındalığımızı yitirir, hayatın anlamsızlığında kayboluruz. Bunu hissettiğimiz an da, maddi ve manevi tüm yüklerimizden arınmak, sadeleşmek, hayatı yavaşlatmak isteriz. Ancak bunu nasıl başaracağımızı da bilemeyiz. Bu nedenle, bizlere bunun sırrını verdiğini iddia eden filmler çok izlenir, kitaplar çok satılır. Örneğin Robin S. Sharma'nın Ferrarisi'sini Satan Bilgesi gibi. Kariyerinin doruklarındaki bir avukatın, hayatın anlamını bulmak umuduyla, her şeyini satıp, Hindistan'a yaptığı ruhani yolculuğu ve bu yolculuk sırasında tapınaklardaki bilgelerden edindiği yaşam tecrübelerini anlatır. 

31 Mart 2015

Türkiye'nin Yönetim Biçimi Nedir?

PLATON VE REJİM TÜRLERİ

Rejim TürüTürkiye Cumhuriyeti, demokratik bir ülkedir. Ancak; özünde mi, görüntüde mi demokrasi olduğu çoğu kez tartışma konusu edilmektedir. Mevcut demokrasimizin eksiklikleri var mıdır, yoksa başka rejim türlerine dönüşme tehlikesi içinde midir gibi konular, her ne kadar siyaset bilimcilerinin işi olsa da, seçimlere az bir zaman kala, oylarıyla ülke rotasını belirleme gücü olan her seçmenin, kendisine bu soruları sormaya hakkı olduğu kanısındayım. Platon'un belirlediği rejim türleri ve bu rejim türlerinin hangi tavırlar sonucu bozulmaya uğradığı konusundaki fikirlerine bakarak, isterseniz; ülkemizin yönetim biçiminin adını siz koyun. 

25 Mart 2015

Platon'un Filozof Kralı

Platon ve Devlet

platon devletSağlımız için en iyi doktorları, evlerimiz için en iyi mimarları, haklarımız için en iyi avukatları seçmeye çabalayan bizler; söz konusu ülke yönetimi olduğunda; karizmatik duruşu, ideolojik bakış açısı, hitabet biçimine aldanıp; yönetim erki, etkinliği, yetkinliği olup olmadığını göz ardı ederek, yanlış kişi ya da kişileri tercih edebiliyoruz. Devlet idare etmek, diğer mesleki çabalardan çok daha kolaymışçasına. 

Platon “Ya Krallar Filozof, ya Filozoflar Kral olmalı” derken, muhtemelen devlet idaresinin bilge kişilerin ellerinde, akli esaslar doğrultusunda yürütülmesini kast etmişti. Üstelik insanın mutluluğu ile sitenin mutluluğunun birbirine bağlı olduğunu düşünen filozofa göre, mutsuzluğumuzun nedeni, yanlış tercihlerimiz olabilir mi ?

21 Mart 2015

Budizm Nasıl Doğdu?

Siddartha Gautama (Buddha)

BudizmBirçok kişi "Buda kimdir?" diye sormadan önce, "Budizm nedir?" diye soruyor. Oysa ki Budizm; Buda'nın öğrettiği her şeyi ifade etmek amacıyla, Buda'nın yaşamından yüzyıllar sonra türetilmiş bir kelimedir. Bu yüzden insanlar "Budizm nedir?" diye sormak yerine, "Buda kimdir ve ne öğretmiştir?" diye sorsalar çok daha net cevaplar alabilirler.

Sanskritçe "uyanmış olan" anlamına gelen Buda kelimesi, kendini varoluşun döngüsünden kurtarmış ve arzudan arınmış kişi demektir. Bir Buda, arzunun; insanın memnuniyetsizliğinin göstergesi olduğunun farkına varmıştır. Memnuniyetsizliği tanımak, özgürlüğe giden yola açılan bir kapıya dönüşebilir. Buda da aydınlanma macerasına başlamadan önce, hayatında bu memnuniyetsizliği tecrübe etmiştir.

20 Mart 2015

Aristoteles'in Tanrı'yı Özleyen Maddesi

Aristoteles; Madde - Form İlişkisi

Madde form
Aristoteles (M.Ö.384-M.Ö.322)
"Tanrı tamamıyla immaterialdir, cizimsizdir, salt tindir, özü de maddesi de kendisi olan düşünmedir. Bu kendi kendine bakması, Tanrının öncesiz-sonrasız mutluluğudur. Tanrı hiçbir şey istemez, hiçbir şey yapmaz;evren üzerinde hareket ve edimleriyle etkide bulunmaz; evreni, onun kendisini özlemesiyle etkiler; bu varlıkta bütün olup bitenler, hep maddenin Tanrı'yı özleyişi yüzünden olur ve ancak bir özleyişin konusu olması dolayısıyla Tanrı her türlü hareketin nedenidir."

18 Mart 2015

Her Mimar, Biraz Filozof Olmalı..

Mimarlık ve Felsefe

MimarlıkMimarlık ve felsefe gibi iki ayrı disiplini birbirleriyle bağdaştırmakta güçlük çekmiş olabilirsiniz, hele ki, mesleğiniz mimarlık ise, ancak felsefeciler için durum böyle değildir. Onların, hemen her konuda söyleyecek sözleri mutlaka vardır. Milattan önceki dönemlerden itibaren, gökyüzündeki gezegenlerden, insan zihnine kadar geniş bir yelpazede düşünceler üretip, anlamaya, anlamlandırmaya çabalayan filozofların, mimarlığın ne olduğu ve nasıl olması gerektiği üzerine fikir üretmediklerini düşünmek elbette yanıltıcı olur. 

16 Mart 2015

Platon İle Mutluluğu Keşfedin...

Platon ve Ruh Öğretisi

MutlulukMutluluk nedir? Tarih boyunca çizgilerle, notalarla, kelimelerle anlatmaya çabaladığımız mutluluk nerede saklı , bir "an" da mı, bir "ömür"de mi ? İçimizde mi? Dışımızda mı? Yoksa içeriden dışarıya bakışımızda  mı? Tanımların ötesinde, salt yaşanılan mı? Mutluluk arayışıyla geçen bir ömrün son durağında, hüzünle yad edilen geçmiş anılarda mı? 
Bu soruyu Platon'a sormaya ne dersiniz? Üstelik O, mutluluğu çok uzaklarda değil, içimizde bulmuş.

12 Mart 2015

Platon ; Maddeyi İnkar Eden Adam !

Platon ve İdealar

FilozofBir tabloya bakarsınız "güzel" bulursunuz, bir manzarayı seyredersiniz "güzel" bulursunuz, bir müzik dinlersiniz "güzel" bulursunuz, endamına kapılır bir kadını "güzel" bulursunuz. Sonra birden tablo parçalanır, manzara değişir, müzik susar, kadın ölür, geriye ne kalır ? "Güzellik"; o hiç ölmez.
O halde diyor Platon, madde yalan! Bu görünür çokluğun gerisinde, görünmeyen;  zamandan ve mekandan öte bir başka alem vardır. Güzellik, adalet, iyilik her şey o alemdedir. Ve tanrı, bir sanatçı edasıyla tuvalinin başına geçip, o alemden biraz güzellik, biraz adalet, çokça iyilik alıp, yansıtmıştır bu aleme. Nasıl mı? 

7 Mart 2015

"Sen Kimsin?"; Bu Sorunun Yanıtını Bildiğinden Emin misin?

Sen Kimsin ?

"Sen Kimsin?" sorusu sık karşılaştığımız, basit görünümlü, ancak cevaplaması oldukça karmaşık yapılı bir sorudur. 
Düşünce

4 Mart 2015

Yaşamak,Haz Vermeli İnsana...

Kyrene(Kirene) Okulu; Aristippos

AristipposYaşanılacak tek bir hayat var; o halde; ön yargılar, toplumsal normlar, gelenek ve görenekler, ahlak kuralları ile bu hayatı, mengene altına alınmış halde yaşamak ne kadar anlamlı ? Üstelik zamana ve mekana göre sürekli değişen gelenekler ve ahlaki değerlerin, olması gereken hayatın sınırlarını belirlediğinden nasıl emin olabiliriz ki ? Bugün için doğru olan, yarın yanlış sayılıyor ise ya da doğrunun, yanlışın anlamı, mekanlara göre farklılaşıyor ise, hayatımızı bu kaygan kurallar üzerine inşa etmek ne kadar sağlıklı? O halde tüm bu kuralların üzerine bir çizgi çekip; Diyojen gibi sırtımızı dünyaya dönmeli miyiz, yoksa kuralları hiçe sayarken, Aristippos gibi dünyayı kucaklamalı mıyız ? 

1 Mart 2015

Diyojen ; Fıçının İçindeki Bilge...

Kynikler; Antisthenes, Diyojen

KyniklerÖzgürlük nedir? Zamanınızı istediğiniz gibi kullanabilme iradesi mi ? Sanırım bu durumda hiç birimiz yeterince özgür değiliz. En başta çoğumuz çalışmak zorundayız. Çünkü isteklerimiz var; para, mevki, kariyer, ev, araba.... İstediklerimizi elde etmek için zamanımızı, dolayısıyla özgürlüğümüzü veriyoruz. Peki özgürlüğümüzün karşılığında, mutluluğumuzu alabiliyor muyuz? Bu durumda; isteklerini, yalnızca yaşamasına yetecek düzeye indirgeyen, böylelikle zamanına hükmederek, özgürlüğünü elinde tutan Diyojen, gerçek mutluluğu bulmuş mudur acaba ?  

25 Şubat 2015

Sokrates Sordu, Ben Yanıtladım...

Sokrates

Socrates
SOKRATES: "KENDİNİ BİLMEK" zor mudur, Kitap Kurdu?
Kitap Kurdu:Zor olsa gerek, Sokrates.
SOKRATES: Öyleyse, yalvarıyorum sana Kitap Kurdu, söylesene, şu anda kiminle konuşuyorsun ? Benimle, değil mi ?
                            Kitap Kurdu: Evet.
                           SOKRATES: Ben de seninle, değil mi?
                           Kitap Kurdu: Evet.
                           SOKRATES: Peki, Kitap Kurdu,    konuşurken kelime kullanmıyor  muyum?
Kitap Kurdu:Evet, kullanıyorsun.
SOKRATES: Konuşmakla, kelime kullanmak, aynı şey mi?

21 Şubat 2015

Senin "Kırmızın" Ne Renk ?

Sofistler; Protagoras ve Gorgias

SofistlerAşağıdaki resimde kırmızının farklı tonlarının bulunduğu kutucuklar var. Fakat size bu kutucukları tek tek gösterseler ve "Bu ne renk?" diye sorsalar, hepsine de "kırmızı" yanıtını verirsiniz, öyle değil mi? Aldığınız kırmızı renkli bir elbiseyi sadece sözcükleri kullanarak arkadaşınıza anlatmayı deneseniz, sizin zihninizdeki "kırmızı" imgesi ile, onun zihninde beliren "kırmızı" imgesinin birbiriyle örtüştüğünden emin olabilir misiniz ? Peki gözleri görmeyen birine, kırmızıyı nasıl anlatırsınız ? Muhtemelen sizin anlattıklarınıza karşılık, görmeyen kişinin zihninde de bir kırmızı imgesi oluşacaktır. Ancak; sizin, arkadaşınızın , görmeyen kişinin zihinlerinde beliren kırmızı imgelerinin birbirleriyle aynı olup olmadığından hiçbir zaman emin olamazsınız. O halde; ne kadar zihin var ise, o kadar da kırmızı vardır, diyebilir miyiz? 

17 Şubat 2015

Tanrı'yı Öldüren Filozof ; Demokritos

Demokritos (Democritus)

Democritus
Beynimiz olmasa düşünebilir miyiz ? 
Düşünmek için bedenimizin varlığına gerek var mı ? 
Diğer bir deyişle; Ruh, Madde olmadan var olabilir mi? 
Düşünmek için bedene gereksinim var ise, beden ölünce ruh da ölmüş olmaz mı? 
Demokritos yukarıdaki sorulara kendi felsefi sistemi içerisinde öyle yanıtlar vermiştir ki, sonunda "Tanrı'yı öldürmüştür." 
Democritus




14 Şubat 2015

Antikçağ'ın En Çılgın Filozofu !

EMPEDOKLES

Empedocles
"Sevgi" ile "Nefret" size neyi çağrıştırıyor ? "AŞK" mı ? Peki; "Evren, AŞK'tan gelmiş" desem;hatta bunu ben değil, bir filozof söylüyor desem. Nasıl yani? Dediğinizi duyar gibiyim.
Empedokles'in içerisine mitoloji kırıntıları serpiştirilmiş akıl yürütmeleri ile oluşturduğu felsefesinde, evrenin oluşumundaki ana etkenler "Sevgi" ve "Nefret" olarak ifade edilmiştir. Sevginin birleştirici, Nefretin ayrıştırıcı yönlerinin gel-gitleri arasında doğmuştur "Evren". Ya da "Aşk" mı demeliyim? 

11 Şubat 2015

Ölüm'e Dair...

Francis Bacon ile Ölüm Üstüne

Ölüm"İnsanların ölümden korkması, çocukların karanlık bir yere girmekten korkmalarına benzer, çocukların doğal korkusunu masallar nasıl arttırırsa, insanın ölüm korkusu da öyle artar. "
Küçükken karanlık bir odanın önünden geçerken, arkadan usulca bir elin uzanarak sizi yakalayacağı hissine kapılıp, hızlıca oradan uzaklaştığınız olmuş mudur? Karanlığın belirsizliği çoğu çocukta ürpertiye sebep olur muhakkak, ancak bize uzanan o el, dinlediğimiz korku dolu hikayelerin hayal mahsulüdür. Ölümün belirsizliğinin insanoğlunda yarattığı tedirginlik, ölüme dair anlatılan hikayeler ile daha da çoğalmaktadır.

8 Şubat 2015

Anaksagoras; "Güneş; Tanrı değil, Ateş!"

Anaksagoras

AnaksagorasYeryüzündeki her şey elementlerden oluşur. Taşta, toprakta, bitkide her ne var ise sizin bedeninizde de o vardır. Yüzyıllar öncesinden Anaksagoras "Her şeyde, her şeyden bir parça vardır" derken, bunu mu kastediyordu acaba ? O halde Anaksagoras'a sormazlar mı, "Madem öyle! Taş, toprak düşünemezken; insanoğlu nasıl düşünebiliyor?" Düşüncenin de bir yapı taşı var mıdır acaba ? 

Kimine göre Anaxagoras aklı ve maddeyi ayırarak, düşünceyi "her şey"den; yani maddeden ayrı olarak düşünmüş; kimine göre ise aklı ve maddeyi bir tutarak, düşünceyi de maddesel bir şey olarak ifade etmiştir. İsterseniz Anaksagoras'ı tanıdıktan sonra nasıl düşündüğüne siz karar verin. 


6 Şubat 2015

Elealı Zenon ve Kaplumbağa

Elealı Zenon


Aşağıdaki videoda dans eder halde gördüğünüz çiftin aslında hiç hareket etmediğini, bunun tamamen bir göz aldatmacası olduğunu söylesem. Yunanca kökeni "göz aldanması" anlamına gelen "Fenakistiskop" isimli bir animasyon cihazı ile gerçekleştirilen bu görüntüde, dans eden çiftin onlarca farklı duruşları yuvarlak bir kağıdın çeperlerine çizilir, sonra tek bir duruş görünecek şekilde diğer görüntüler kapatılarak, kağıt hızlıca döndürülür, önünüzden seri halde geçen bu farklı duruşları göz algılaması bütünleştirerek, çiftin dans ettiğini düşünmenize sebep olur. Kim bilir belki hayat da böyledir, akıp giden bir süreçmiş gibi algıladığımız her şey,bir aldanıştan ötesi değildir.

4 Şubat 2015

Parmenides; Düşünülen Her Şey Var'dır.

Parmenides

Filozof
"Var olmak" ne demektir ? Zihniniz ve bedeniniz ile bir bütün olarak "var"sınız. Beden bütünlüğünüzü yitirseniz, akli melekelerinizi kaybetseniz; yine de "var olmaya" devam eder misiniz? Peki ölseniz, yapı taşlarına ayrılsanız, yok mu olursunuz? Geride kalan, sizi sevenlerin zihninde "var olmaya" devam etmez misiniz? "Var olmak" mutlaka mekanda yer kaplamayı gerektirir mi? Bir şeyin sadece düşünülüyor olması, o şeyin "var olduğu" anlamına gelir mi ? 
Bu soruları  Parmenides'e sorsanız, size şu cevabı verirdi. "Düşünülen her şey, vardır." Tüm bu soruların cevabını yazının sonunda bulacağız, ancak öncelikle Parmenides'i anlamaya çalışalım. 

31 Ocak 2015

Ölümsüz Sokrates !

Jacques Louis David Anısına...

Gerçekte ne zaman ölür insan?
     
     Son nefesini verdiği anda mı?
     Geride ismini anacak kimse kalmadığında mı?

Ölümünün üzerinden iki bin yıl geçtikten sonra ölüm hikayesi resmedilen bir filozofun tablosuna "Sokrates'in Ölümü" adını vermek ne kadar doğru? Kanımca bu resmin adı "Ölümsüz Sokrates" olmalı. Peki ya bizler! Kitapları, dergileri, internet sitelerini süsleyen bu resme dair ne biliyoruz ? 


Sokrates'in ölümü

29 Ocak 2015

Ksenofanes; Çok Tanrı'dan, Tek Tanrı'ya

Ksenofanes (Xenophanes)

Xenophanes
Rüya görürken, bir rüyada olduğunuzun farkında mısınız? Değilsiniz! Peki uyanık olduğunuz anlarda, rüyada olmadığınızdan ve "yaşadığınızdan" nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz? Belki de her şey bir kurgudan ibaret, bizler; Tanrı'nın düşüncesindeki hayalleriz, olamaz mı? Muhtemelen sorularım size gülünç geldi. Görüyorsunuz, işitiyorsunuz, düştüğünüzde canınız acıyor çünkü duyumsayan bir bedene sahipsiniz, özetle "var"sınız. Var olduğunuzu beş duyunuz sayesinde algılayabiliyorsunuz, peki beş duyunuzun algılayamadığı şeyler hakkında bilgi sahibi olabilir misiniz? Tanrı daha fazlasını bilmenize izin verir mi? 

26 Ocak 2015

Herakleitos; Karanlık Filozof

Herakleitos

Heraklitos

Aynaya her baktığınızda gözlerinize yansıyan görüntünün hep aynı size ait olduğundan emin misiniz? On yıl önceki fotoğrafınızda size gülümseyen yüzünüz ile, on yıl sonraki fotoğrafınızda size gülümseyen yüzün aynı yüz olduğunu söyleyebilir misiniz? Bütün bunları "hayır" diye yanıtlıyorsanız, değişimi inkar etmiyorsunuz demektir. Madem ki geçmişteki "siz" ile, andaki "siz" aynı "siz" değilsiniz, o halde tüm bu soruları "benim" diye cevaplamanızı sağlayan nedir? Değişimdeki birlik mi? Ya da Herakleitos'un dediği ifade ile "logos" mu ?

24 Ocak 2015

Sayılardan Dünya Kuran Pythagoras

Pythagoras

İnsan nasıl bilir? Görerek, duyarak, dokunarak elde ettiği verileri beyninde işleyerek mi bilgiyi yaratır? Duyularımız olmasa, bilgi sahibi olamaz mıydık? Eğer bilgi, duyularımıza bağlı ise, iki çarpı ikinin dört ettiğine dair bilgimiz, hangi duyu organımızın verisine bağlı? 
pythagoras

Matematik ile derinlemesine ilgilenmiş olan Pythagoras'ın duyu verilerinin dışında, sezgiye dayalı ya da aklın gücü ile de bilgi edinilebildiğini fark etmemiş olması imkansız. Bunu fark eder etmez de, görünür evrenin ötesinde saklı uyumun yasasını akıl gücü ve sezgi ile sayılarda bulma gayretine girişmiştir, muhtemelen.

21 Ocak 2015

Ruha Can Veren Anaksimenes

Anaksimenes

AnaksimenesAnaksimenes derin bir soluk aldı, ruhunu içine çeker gibi, ki gerçekten de böyle olduğunu düşünüyordu. Sonra ağır ağır nefesini verirken, havanın ılıkça dudaklarına dokunuşunu hissetti. Nefes almazsa ölürdü! Soluduğu havada can, soluduğu havada ruh vardı sanki. Bu; gerçek olabilir miydi?

Anaksimandros'un öğrencisi, Milet Okulunun son filozofu (M.Ö.585-M.Ö.525) Anaksimenes'in aklını kurcalayan bazı sorular vardı.

Anaksimandros'un boşlukta asılı duran dünya fikrini temel bir dayanaktan yoksun bulmakta, her şeyin sonsuzdan geldiğine dair görüşünü ise tahayyül etmekte zorlanmaktaydı. Oysa ki Thales her şeyin "su"dan geldiğini söylerken, en azından ele avuca gelir bir "neden" den yola çıkmıştı.Ancak "su" bile her şeyin nedeni olacak kadar yetkin bir madde değildi O'na göre. 

19 Ocak 2015

Evrenin Babası Anaksimandros

Anaksimandros 

Thales'e sormazlar mı, dünya suyun üzerinde ise, su neyin üzerinde? Her şeyin kaynağı su ise, su; nasıl taşa, toprağa, ağaca dönüşmekte? Bu sonsuz var oluşlar ve yok oluşlar aleminin kaynağı su, nasıl oluyor da tükenip bitmemekte? 
Miletli Filozof
Elbette ki sordular, üstelik bu soruları, Thales'in öğrencisi Milet okulunun ikinci önemli filozofu Anaksimandros(M.Ö.610 - M.Ö.546) sordu.Sormakla da kalmadı, bu sorulara öyle yanıtlar verdi ki, yüzyıllar öncesinden Darwin'in ve Newton'un habercisi gibiydi. 

Anaksimandros tıpkı Thales gibi, doğayı gözlemliyor, görünür çokluğun ardındaki ana maddeyi, her şeyin kaynağı olan o ana ilkenin ne olduğunu anlamaya çabalıyordu. Ancak, Thales'in bu soruya verdiği "su" yanıtı onu tatmin etmemekteydi. Nemin, ıslaklığın kaynağı su olabilirdi, ancak su'dan; sıcak ve kuru nasıl meydana gelebilirdi ki? Su sahip olmadığı bir niteliği nasıl bir maddeye verebilirdi? Üstelik evrende var oluşlar, yok oluşlar birbiri ardına yaşanıp,  bu sonsuz bir döngüyle devam ederken, her şeyi yaratan su nasıl oluyor da tükenmiyordu. 

15 Ocak 2015

Kuyuya Düşen Thales !

Thales

"Doğada hiç durmaksızın devam eden devinimlerin, varoluşların, yok oluşların , ele avuca gelmeyen duyguların gerisinde bir "neden" olmalı. Bütün bu mitleri, efsaneleri itiyorum elimin tersiyle, bana öyle bir "neden" söyleyin ki, aklım boyun eğsin karşısında. "


Belkide böyle haykırıyordu, Antik Çağ'ın ilk filozofları. 

12 Ocak 2015

Felsefe Nasıl Doğdu ?

Felsefe

" Felsefe, hayretle başlar. " 

Küçük bir çocukken;kar yağışını izlemek , gökyüzünden düşen beyaz tanecikleri seyretmek, sokakların, bahçelerin beyaza büründüğünü görmek, bizi mutlu eder, mutlu ettiği kadar da hayrete düşürür , bir mucizeye tanık olmuşuz gibi heyecana kapılırdık.



Zamanla büyüdük , kar yağışı üzerimizde aynı heyecanı ve mucizevi etkiyi yaratmaz oldu. Neden artık hayrete düşmüyoruz ? Onlarca kez karşılaştığımız bu doğa olayı bizde bir alışkanlık yarattığı için mi, yoksa  kar yağışının bilimsel nedenlerini bildiğimiz için mi? 
Doğanın sırlarını çözdükçe, hayret duygularımızda azalacak mı ? Ya da insanoğlunun hayret etme dürtüsü olmasaydı, bunca bilgiyi edine bilir miydi ? 


Gelin şimdi hep birlikte, M.Ö. 8.yy. 'a Antik Çağ Yunan dünyasına geri dönelim ve Felsefe nasıl doğmuş birlikte öğrenelim. 

11 Ocak 2015

Hayat ve Felsefe

düşünmek
Kimi zaman kendinize, "Hayatın anlamı nedir ? ,Nereden geldim?,Bir gün yok olacak mıyım? , Gerçekte var mıyım?" gibi sorular sorduğunuz oluyor mu? 
Bu sorulara yanıt ararken, kendinizi kaybedip, bir yok oluşa, ya da hiçliğe düştüğünüzü hissederek, hızlıca sorulardan kaçıp, rutin yaşantınıza sığınırken buldunuz mu kendinizi ? 

Muhtemelen hayatın döngüsel çarkına kapılmış yaşarken, yukarıdaki soruları kendimize sormaya, sorsak bile cevaplarını düşünmeye zamanımız olmuyordur, çoğunlukla. Hele ki, açsak, paramız yoksa , evde geçindirmekle mesul olduğumuz bir ailemiz var ise, kısacası hayatın hırçın yüzüyle mücadele ediyorsak, derin sorgulamalara giremeden , yüzeysel yaşamaya da mahkum edilmişizdir, ne yazık ! 


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...